Gazeteci Viagra
Gazeteci Viagra
İnsanlar yaşam mücadelesini gerçekleştirirken, para kazanmak için belirli bir işte çalışır. Kimisi severek yaptığı işe ait olmanın mutluluğunu yaşar. Kimisi de mutlu olmadığı fakat para kazanmak için katlandığı işiyle yaşamını sürdürür. Tüm bu görevlerini yerine getirirken sorumluluğunun bilincinde olmalıdır. Yapmakta olduğu işlerin topluma olan faydasını, gerekliliğini unutmamalıdır. Yapacağı bir sorumsuzluk, diğer insanların mutsuz olmasını sağlayabilir. Kimseyi üzmeyeceği hakkı olmadığı bilinciyle işini yapmalıdır.
Albert Camus “Veba“ adlı kitabında 1940’lı yıllarda Cezayir'in iki yüz bin nüfuslu Oran şehrinde ortaya çıkan bir veba salgınını anlatıyor. Konuyu, şehrin içindeki olayları bizzat yaşamış olan bir kişinin gözlemlerinden bize aktarıyor. Şehir içindeki bir grup insanın umutsuzca, ama mücadeleden vazgeçmeyerek, verdikleri ölüm kalım savaşını büyük bir gerçeklik ve müthiş bir akıcılık içerisinde okuyoruz. Oradaki kişilerin ruhsal yönden durumlarını çok güzel bir şekilde irdeleyerek bize yansıtıyor. İnsanoğlunun ne kadar farklı yapılarda olduğuna bir kez daha tanık oluyoruz. Her gün yüzlerce insan ölürken bile bunu ranta dönüştürenler, eşini bir daha göremeyeceğini bile bile, üzüntüsünü içine gömüp sadece insanları kurtarmak için kendilerini bu konuda yıpratan kişileri, yaptıklarını büyük bir beğeni duyarak okuyoruz. Üzerlerine hiç vazife olmadığı halde sırf insanlar ölmesin diye, gönüllü olarak gece gündüz her şeyini kaybetme pahasına çabalayanları, hayranlıkla kalbimize dökülen satırların güzelliği ile yorumlamaktayız. Cezayir’in Oran kentinde farelerin ölümünü gördüğünde bunun veba olduğunu tespit eden Dr.Rieux, başının belaya gireceğini bile bile bu durumu yetkili makamlara bildirir. Roman kahramanımız hastalığı duyurmakla kalmaz önlem alınmasını ister, çözümler üretir ve alınması gereken önlemleri de sıralar. Veba duyulur, kent karantinaya alınır. O sırada vebayı haber yapmak için Oran’a gelen gazeteci Rambert, Dr.Rieux’un çalışmalarına tanık olur. Hastalıktan korkan gazeteci kentten çıkmak için doktorun kendisine yardım etmesini ister. Fakat doktor kimseye ayrımcılık yapamayacağını, kentin herkes için karantina altında olması gerekliliği nedeniyle gazetecinin bu isteğini geri çevirir. Bunun üzerine durum değerlendirmesi yapan gazeteci doktorun haklı olduğuna karar verip, kentte vebaya karşı verilen mücadeleye katılır. Bir arada gazeteci doktorla olan sohbetlerinde kendisine bir kahraman olduğunu belirtir. Doktor ise verdiği cevapta bunun kahramanlıkla bir ilgisi olmadığını ifade eder. Gazeteci peki o zaman bu hareketinizin, bu hayran bırakan tavrınızın ne ile ilgisi var? Diye kendisine sorar. Doktor ise bunun sadece dürüstlükle ilgisi olduğunu belirtir.
Aldığı cevaptan etkilenen gazeteci peki öyleyse dürüstlük nedir? diye sorar. Doktorun bunun üzerine verdiği cevap oldukça etkileyicidir: “Genel olarak nedir bilemem ama benim durumumda işimi yapmaktır” der. İnsanlık için, kişinin onuru için, kendisine saygısı için işini yapmak.
Copyright © 2015 Görünüm Gazetesi
Bu sitede yayınlanan tüm resim, materyal ve içeriğin telif hakları tarafımıza saklı olup, izinsiz alınamaz